Teknoloji

Türkiye’de girişimciler neden çıkış yap(a)mıyor?

kopruden-once-son-cikis

Biz halka açılmadan önce 3-4 sene özel özel yatırım sermayesi (Private Equity) aradık, yurtdışına açılacağız vs. diye. O sırada Türkiye’nin yurtdışından yatırım alması mümkün değildi. Zaten Türkiye’deki sanayi sektörü de yatırım alamıyordu. Dedik ki o kadar güzel defterimiz hazırlamışız, halka açılalım.

Çoğu banka bize kefil olmak istemedi ama sonunda 20 milyon dolar civarında bir değerle halka açıldık. 2 ay içinde 100 milyon dolar değerlemeye çıktı. Ve biz bunu bilmiyorduk. Demek ki Türkiye’deki yatırımcılar, büyük bankalardan daha akıllıymış, yurtdışını takip ediyormuş ve biz inanılmaz bir yatırım aldık. Biz sandık ki çok kısa zamanda milyara da ulaşırız. Şirketin cirosu 6 milyon dolar bu arada.

Bize dediler ki böyle bir talep yaratan bir şirketin mutlaka daha çok hisse satması lazım. Biz de dedik ki niye satalım. Sonra çoğunluğu kaybederiz vs. Yani bunlar hala Türkiye’deki mevcut fikir yapılarıdır. Halbuki satmalıymışız. (1 kez da tekrarladı.) O momentumu kullanmalıymışız. O sırada vakum gibi çekiyorlar hisseleri. Siz vermiyorsanız bir daha da gelmiyorlar. Yaklaşık 10 sene kimse gelmedi.

Bunu da ben herkesin dikkatini çekerim. Eğer etrafınızda çok talip varsa bunlardan biriyle kısa zamanda iş birliği yapmanız lazım. Çünkü bir daha kimse gelmiyor. Aksi takdirde gidiyorlar. O sırada yatırımcı nesiller değişiyor.

Evet, Türkiye sermaye açısından güçlü yatırımcılara sahip değil ve yurtdışındaki yatırım potansiyeli yok. Melek yatırımcılar, üst kategoride yeterli ve/veya vizyonu internete dönük yatırımcı olmadığı için (biraz da haklı olarak) yavaş hareket ediyor. Ancak son yıllarda tohum yatırımlar konusunda belli bir ilerleme kaydedildi ve artık çıkış yapan girişimleri görme vaktimiz geldi de geçiyor.

Zira küçük Kuzey Avrupa ülkeleri bile 75 milyonluk Türkiye’den daha çok çıkış yapıyor ve ben bunu açıklamakta zorlanıyorum. Arcticstartup.com‘u takip ederek bunu pekala görebilirsiniz.

Çıkış yapan girişimler
Örnekler üzerinden gidelim. Türkiye’de en önemli başarı hikayelerinden biri hiç süphesiz Gittigidiyor.com. 2001 yılında kurulan GG, 2007’de eBay ile çıkış odaklı bir yatırım anlaşması imzaladı ve 2011’de 217.5 milyon dolar değerlemeyle eBay’e katıldı. 2007’de eBay’in teklifi reddedilseydi muhtemelen önemli bir fırsatı kaçmış olacaktı.

280 bin üyesi olan Cember.net, 2008’de Xing‘in Türkiye açılımını iyi değerlendirdi ve 4.36 milyon Euro’ya çıkış yaptı. Çağlar Erol bu teklifi kabul etmeyip Çember.net’i kendi olanaklarıyla büyütmek isteseydi tutunabilir miydi? Xing’in bile Türkiye pazarından çıkış yaptığını düşünürsek bu soruya olumlu cevap vermek de kolay değil.

Markafoni‘nin Naspers’a devri Sina Afra’nın yeni girişimlere adım atması için önemliydi. Trendyol da çoğunluk hissesini elden çıkararak Tuğrul Tekbulut’un bahsettiği hataya düşmedi.

Köprüden önce son çıkışı kaçırdık mı?
Madalyonun diğer yüzüne büyük bir örnekle başlayalım. Groupon‘un 2010 yılında Google’ın 6 milyar dolarlık teklifini reddeden Andrew Mason‘ı şimdi kaç kişi hatırlıyor? Hatırlatalım, en son CEO’luk görevinden kovulmuştu. Google hisseleri yükselmeye devam ederken, borsaya açılan Groupon’un şu anki değeri 5.3 milyar dolar. Bence Brin & Page, Mason’a büyük bir teşekkür borçlu.

Türkiye’ye dönelim. 2000 yılında ‘internetten yemek siparişi’ yapmayı aklına koyarak mükemmel bir iş başaran Nevzat Aydın ve Melih Ödemiş, General Atlantic’tin büyük bir yatırım almak için geç kalmış olabilir mi? Yemeksepeti yıllardır tartışmasız pazar lideri. Şimdiye kadar kaç teklifi geri çevirdiğini saymak bile zor. Acaba yıllar önce Samwer Kardeşler’le çıkışa dönük bir yatırım anlaşması imzalansa YemekSepeti, şu anda Avrupa/MENA lideri olabilir miydi? Veya 14 yıldır aynı işi yapan Nevzat Aydın ve Melih Ödemiş yeni ve daha büyük işler de başarabilir miydi?

Sahibinden.com da bahse değer diğer bir örnek. Sahibinden’in kurulduğu (2000) yıllarda doğan Amerikalı çocuklar şu anda yeni girişimler peşinde. Yine iyi bir vizyon örneği olan Sahibinden.com’un geçtiğimiz yıllarda alacağı bir yatırımla bugün daha iyi bir noktada olmasını kim istemez.

Tartışmalı ve belki farklı örneklerle çürütülebilecek bir iddayı gündeme getirdiğimizin farkındayım. Bir kaç tespitle toparlamaya çalışayım;

Evet, yatırımcılar çıkış odaklı düşünen girişimcileri çok sevmez, ama her yatırımcı tünelin sonunu görmek ister. Mark Zuckerberg ve Facebook gibi örnekler çok nadirdir. Borsaya açılacak kadar büyük bir işe girmediyseniz, bir noktada çıkış yapmayı düşünmek zorundasınız.
Türkiye’de çıkış yapacak girişimlere ihtiyaç var. Bu çıkış yapan girişimcilerin de tecrübeleriyle yeni girişime adım atması veya yeni girişimcilere yatırım yapması lazım. Paypal Mafyası‘nın dağılıp Silikon Vadisi’ne ne kadar değer kattığını düşünün.
Tuğrul Tekbulut’un bahsettiği yatırımcı neslinin değişmesi günümüzde çok daha hızlı oluyor. Artık yeni nesillerin kuşaklar arasında değil, 20 yıl gibi sürelerde değişim göstereceği düşünülüyor. Bugün gösterilen ilgiyi geri çevirirseniz 2 sene sonra neler olacağını asla bilemezsiniz. Yatırım yapma isteği aşka benzemez, mantık ilişkisidir.
Tutkuyla sarılacak bir iş bulmak kolay değil ama bir işe ölümüne sarılmak da pek anlamlı değil. İlk çıkış yaptığınızda zaten yeterince paranız olacak. Neden yeniden heyecanlı bir iş yapmayasınız? En iyi girişimleri bırakıp yeni fikirler peşinde koşanlara bakın. Jack Dorsey veya seri girişimcileri örnek alın.
Bu yazının ana fikri ‘hemen çıkışa koşun, girişminizi bir şekilde satın’ değil. Çıkış yapma fırsatını yakalayacak adımları daha hızlı atılmalı. Çıkış yapmaya dönük bir fırsat yakalandığında iyi düşünmeli.
Bence her şey için esas olan zaman düzlemidir. Zaman geçiyor ve Türkiye girişimcilik ekosisteminde daha fazla çıkış haberi görmemiz gerekiyor. Bu noktada en önemli görev de bence yine girişimini belli bir noktaya getiren girişimcilere düşüyor. Yani kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi gerekiyor.

, ,
Önceki yazı
İyi arayüzler problemleri çözer – Tasarımcıların mutlaka takip etmesi gereken 5 site
Sonraki yazı
Logo Tasarım Nasıl Yapılır?

İlgili Yazılar

Menü